NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
15 - (1449) حدثنا
أبو كريب محمد
بن العلاء.
حدثنا أبو
أسامة. أخبرنا
هشام. أخبرني
أبي عن زينب بنت
أم سلمة، عن
أم حبيبة بنت
أبي سفيان.
قالت: دخل علي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقلت له: هل
لك في أختي
بنت أبي سفيان
؟ فقال "أفعل
ماذا ؟" قلت:
تنكحها. قال
"أو تحبين ذلك
؟" قلت: لست لك
بمخلية. وأحب
من شركني في الخير
أختي. قال
"فإنها لا تحل
لي" قلت: فإني
أخبرت أنك
تخطب درة بنت
أبي سلمة. قال
"بنت أم سلمة
؟" قلت: نعم.
قال "لو أنها
لم تكن ربيبتي
في حجري، ما
حلت لي. إنها
ابنة أخي من
الرضاعة. أرضعتني
وأباها ثويبة.
فلا تعرضن علي
بناتكن ولا
أخواتكن".
[ش
(بمخلبة) اسم
فاعل من
الإخلاء. أي
لست بمنفرده
بك ولا
خالية من
ضرة. (وأحب من
شر كني في
الخير أختي)
أي أحب من
شاركني فيك
وفي صحبتك
والانتفاع
منك بخيرات
الدنيا
والآخرة. (لو
لم تكن ربيبتي
في حجري)
معناه أنها
حرام علي
بسببين: كونها
ربيبة وكونها
بنت أخي. فلو
فقد أحد
السببين حرمت
بالآخر.
والربيبة بنت
الزوجة. مشتقة
من الرب. وهو
الإصلاح. لأنه
يقوم بأمورها
ويصلح أحوالها.
والحجر بفتح
الحاء وكسرها].
{15}
Bize Ebu Kureyb Muhammed
b. el-Ala' rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize
Hişâm haber verdi. (Dediki): Bana, babam, Zeyneb binti Ümmi Seleme'den, o da
Ümmü Habîbe binti Ebî Süfyân'dan naklen haber verdi. Ümmü Habîbe şunu söylemiş
:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) yanıma girdi de kendisine:
— Kız kardeşimi, Ebu Süfyân'ın kızını
istermisin? dedim.
— Ne yapacağım? diye sordu.
— Nikâh edersin, dedim. Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
— Sen bunu diler misin? dedi.
— Ben senin bir tanen değilim. Şu halde bana
hayırda kız kardeşimin ortak olmasını
dilerim; dedim. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— O bana helal olmaz! buyurdu.
— Ama ben senin Dürre binti Ebî Seleme'yi
istemekte olduğunu haber aldım; dedim.
— Ummü Seleme'nin kızını mı? diye sordu.
— Evet, dedim.
— O benim terbiyem altında bulunan üvey kızım
bile olmasa bana yine helâl değildir; çünkü o benim süt kardeşimin kızıdır.
Onun babası ile benî Süveybe emzirmişn'r. Artık bana kızlarınızı ve kız
kardeşlerinizi arzetmeyin! buyurdular.
(1449) وحدثنيه
سويد بن سعيد.
حدثنا يحيى بن
زكرياء بن أبي
زائدة. ح
وحدثنا عمرو
الناقد. حدثنا
الأسود بن
عامر. أخبرنا
زهير. كلاهما
عن هشام بن
عروة، بهذا
الإسناد،
سواء.
{…}
Bana bu hadîsi Süveyd b.
Saîd de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Zekeriyyâ b. Ebî Zaide rivayet
etti. H.
Bize Amru'n-Nâkıd dahî rivayet
etti. (Dediki): Bize Esved b. Âmir rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr haber
verdi. Bu râvilerin ikisi de Hişâm b. Urve'den tamamen bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır.
16 - (1449) وحدثنا
محمد بن رمح
بن المهاجر.
أخبرنا الليث عن
يزيد بن أبي
حبيب ؛ أن
محمد بن شهاب
كتب يذكر ؛ أن
عروة حدثه ؛
أن زينب بنت
أبي سلمة
حدثته ؛ أن أم
حبيبة زوج
النبي صلى
الله عليه
وسلم حدثتها ؛
أنها قالت
لرسول الله صلى
الله عليه
وسلم: يا رسول
الله ! انكح
أختي عزة.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"أتحبين ذلك!"
فقالت: نعم. يا
رسول الله !
لست لك
بمخلية. وأحب
من شركني في
خير، أختي.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"فإن ذلك لا
يحل لي". قالت:
فقلت: يا رسول
الله ! فإنا نتحدث
أنك تريد أن
تنكح درة بنت
أبي سلمة. قال
"بنت أبي سلمة
؟" قالت: نعم.
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"لو
أنها لم تكن
ربيبتي في
حجري ما حلت
لي. إنها ابنة
أخي من
الرضاعة.
أرضعتني وأبا
سلمة ثويبة.
فلا تعرضن علي
بناتكن ولا
أخواتكن".
{16}
Bize Muhammed b, Rumh b.
Muhacir rivayet etti. (Dediki: Bize Leys, Yezid b. Ebî Habîb'den naklen haber
verdiki, Muhammed b. Şihâb, kendisine Urve'nin, ona da Ebu Seleme'nin kızı
Zeyneb'in, ona da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Ümmü Habîbe'nin
anlatmış olduğunu bildirerek mektub yazmış. Ümmü Habîbe Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e :
— Yâ Resulâllah! Kız kardeşim Azze'yi al!
demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— Sen bunu dilermisin? diye sormuş. Ümmü Habibe
:
— Evet yâ Resulâllah, ben senin bir tanen
değilim, onun için bana hayırda kız kardeşimin ortak olmasını dilerim, demiş.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— O bana hela! olmaz; buyurmuş. Ümmü Habîbe
(Radiyallahu anha) demişki:
— Ben, Ya Resulâllah! Ama biz (aramızda) senin
Dürre binti Ebî Seleme'yi almak istediğini konuşuyoruz; dedim.
— Ebu Seleme'nin kızını mı? diye sordu.
— Evet, dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
— O benim terbiyem altrnda bulunan üvey kızım
bile olmasa bana yine helâl olmaz; çünkü benim süt kardeşimin kızıdır. Ebu Seleme
ile beni Süveybe emzirmıştir. Artık bana kızlarınızı ve kız kardeşlerinizi
arzetmeyin! buyurdular.
(1449) وحدثنيه
عبدالملك بن
شعيب بن
الليث. حدثني
أبي عن جدي.
حدثني عقيل بن
خالد. ح
وحدثنا عبد بن
حميد. أخبرني يعقوب
بن إبراهيم
الزهري. حدثنا
محمد بن عبدالله
بن مسلم.
كلاهما عن
الزهري.
بإسناد ابن أبي
حبيب عنه. نحو
حديثه. ولم
يسم أحد منهم
في حديثه،
عزة، غير يزيد
بن أبي حبيب.
{…}
Bana bu hadîsi
Abdülnıelik b. Şuayb b. Leys de rivayet etti. (Dediki): Bana babam, dedemden
rivayet etti. (Demişki): Bana Ukayl b. Hâlid rivayet eyledi. H.
Bize Abd b. Humeyd de
rivayet etti. (Dediki): Bana Ya'kub b. İbrâhîm ez-Zührî haber verdi. (Dediki):
Bize Muhammed b. Abdillâh b. Müslim rivayet eyledi. Bu râvilerin ikisi de Zührî'den,
İbni Ebî Habîb'in isnadı ile onun hadisi gibi rivayette bulunmuşlar; fakat
Yezîd b, Ebî Habib'den başka hiç biri hadîsinde Azze'yi adlandırmamıştir.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Nikâh» ve «Nafakaat» bahislerinde; Nesâî ile İbni Mâce de «Nikâh»da muhtelif
râvilerden tahric etmişlerdir.
ResuluIIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in :
«Sen bunu diler misin?»
diye sorması hayretindendir. Çünkü kadınlar tabîatleri gereği kıskanç olurlar.
«Bana hayırda kız
kardeşimin ortak olmasını dilerim» cümlesinden murâd: Seninle sohbet ve senden
dünya ve âhiret hayırları babında istifâde hususunda bana kız kardeşimin ortak
olmasını dilerim, demektir.
Hz. Ümmü Habîbe
'nin bu sözüne karşı Resulü Ekrem
«O bana helâl olmaz.»
mukaabelesinde bulunmuştur. Zira iki kız kardeşi bir nikâh altında toplamak
dînen haramdır. Herhalde Ümmü Habîbe (Radiyallahu anha) o zaman henüz bu hükmü
duymamış; yahut bu işi ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimize
mahsus olmak üzere caiz zannetmiştir.
Rabîbe: Üvey kız;
kadının başka kocasından olan kızı demektir. «Terbiyem altında bulunan» ta'bîri
bir kayd-i ihtirazı" değil, kayd-ı vakuîdir; yoksa babalığının terbiyesi
altında bulunsun, bulunmasın üvey kız mutlak surette babalığına haramdır. Bu
hususda yalnız Davud-u Zahiri muhaliftir. Ona göre bir kimsenin üvey kızı
yanında bulunursa onunla evlenmesi haram, yanında değilse caizdir.
«O benim terbiyem
altında bulunan üvey kızım bile olmasa bana yine helâl değildir...» ifâdesinin
mânâsı; O bana iki sebeple haramdır; bunlardan biri üvey kızım olması, diğeri
süt kardeşimin kızı bulunmasıdır. Buna göre bu sebeplerden biri bulunmasa,
diğeri ile bana yine haram olur; demektir. Zira hüküm muhtelif sebeplerle sabit
olur.
Görülüyor ki ümmehat-ı
mü'minînden Hz. Ümmü Habîbe binti Ebî Süfyân kız kardeşi Azze'yi Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimize nikahlamak istemiştir. İki kız
kardeşin bir nikâh altında toplanamayacağı kendisine bildirilince: «Ama ben
senin Dürre binti Ebî Seleme'yi istemekte olduğunu haber aldım.» diye mukaabele
etmiştir. Hz. Ümmü Habîbe bu sözü ile: «iki kız kardeşin bir nikâh altında
toplanması caiz değil de anne ile kızının bir araya gelmesi nasıl helâl
oluyor?» demek istemiştir.
Filhakika söylentiye
göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendisiyle evlenmek istediği Dürre
binti Ebî Seleme, ümmehât-ı mü'mininden Hz. Ümmü Seleme (RadiyaIlahu anha)'nın
kızı idi. Bu itibarla ResululIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in üvey kızı
oluyordu. Diğer taraftan Dürre'nin babası Ebu Seleme, Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in süt kardeşi idi. Her ikisini Ebu Leheb'in âzâdlı cariyesi Süveybe
emzirmişti. ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin Hz.
Halîmetü's-Sa'diyye'den süt emmesi bundan sonradır.
Yâni Ümmü Seleme
(Radiyallahu anha) vaktiyle Hz. Ebu Seleme'nin karısı olup sonra Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile evlenmişti. Ancak kızı ile evlenmek istediği
söylentisinin aslı yoktu. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Ümmü
Seleme'nin kızı ile iki sebepten evlenemiyeceğini beyândan sonra :
«Artık bana kızlarınızı
ve kız kardeşlerinizi arzetmeyin!» cümlesiyle Hz. Ümmü Habîbe'nin kız kardeşi
ile Ümmü Seleme (Radiyallahu anha)'nın kızına işaret buyurmuştur.